Merhabalar, şunu iki dakika yazıp da çıkayım uykum var ve şu kitabı -Sineklerin Tanrısı- falan işte bunu okuyup yatağıma gideceğim.
Vay canına! Bu siteye girer girmez Yeni Yazı Ekleye saldırdım. Bu sitenin Google tarafından pek sevilmediğini anlatmıştım. Kendilerini en iyi site zannediyorlar falan. Kıçımın kenarı. Ne olmuş yani en iyi site onlarınsa. Alt tarafı bir arama motoru.
Bu yazı yazma işinden de nefret ediyorum. Boş boş duyguları yine boş boş yazılarla anlatmaya çalışıyorsunuz falan. Çokta önemliydi. Lanet şey! Üstelik sitenin kurulması neredeyse 1 yıl oldu ve o lanet Godaddy’de benden 50 lira istiyor. Onlara bu lanet parayı vereceğim elbet. Çok savurgan biriyimdir. Geçen kahvaltı yerken iki rahibe geldi. Para istemiyorlardı sadece yemek yiyeceklerdi. Sadece kahve almışlardı ve o an onların sadece kahve içmesinden nefret ettim. Eminim teyzem böyle yardım için para toplasa onun yüzüne bile bakmadan para veren birini gördüğünde o işi bırakırdı. Her neyse. Size o lanet Google’den ne kadar nefret ettiğimi söylemiştim. Şimdi yanına Yandex ve o lanet Bing’i de ekliyorum.
İnsan bazı şeyleri tam hatırlayamıyor. Ama şunu söylemeliyim ki “Bir kitabı okuyup bitirdiğiniz zaman, bunu yazan keşke çok yakın bir arkadaşım olsaydı da, canım her istediğinde onu telefonla arayıp konuşabilseydim diyorsanız, o kitap bence gerçekten iyidir.”
Geçen günlerde bir arkadaşıma bu siteyi gösterdim. Diyor ki bu site işleri bir oyundan ibaretmiş. Ben de biran önce eve gitme isteğimden evet kesinlikle haklısın deyiverdim. Oyunmuş kıçımın kenarı! Oyun öyle mi? Google’nin siteni direk en ön sıraya koyduğu siteysen o zaman tamam oyun kabul ama, en özgün içerikte bile 10 sayfanın arasına giremeyen sitedeysen, siten daha index bile zor alıyorsa, oyunla ne ilgisi kalır bunun? Yok oyun moyun. Site mite yazı mazı…
Ha unutmadan kitaptan bahsediyorduk. O lanet kitabın her ince yaprağına kadar özledim ve tekrar okumak istiyorum. Ama daha okumam gereken 10.000’lerce kitap var. Bunları okumadan yok aynı kitabı okumak falan. Şimdiden o yazdığım Bülbülü Öldürmekteki kızı ve o yazdığım, yazmamışımdır belki, Alamut Kalesindeki Hasan Sabbah’ı özlüyorum. Sanırım bizim şu Başlangıçtaki Robert Langdon’u falan bile özlüyorum. Sakın kimseye bir şey anlatmayın. Herkesi özlemeye başlıyorsunuz sonra.